Bengu
New member
Bir Dilim Yağlı Börek Kaç Kalori? — Ama Asıl Soru Bu mu, Forumdaşlar?
Selam dostlar,
Uzun zamandır buraya böyle içten bir yazı bırakmamıştım. Belki de yazmam gerekiyordu… Çünkü bazen bir dilim börek bile insana hayatın kendisini hatırlatabiliyor. Bugün size kalori hesaplarından, kilo hedeflerinden ya da diyet listelerinden değil; bir sofranın etrafında toplanmış kalplerden, o kalplerin sessizce söylediklerinden bahsetmek istiyorum.
Geçen pazar sabahıydı. Hani o pazarlar vardır ya, uykudan uyanır uyanmaz evin mutfağından yayılan mis gibi kokular seni geçmişe taşır… İşte öyle bir sabahtı. Annem fırının başında, elinde fırça, tepsideki böreklerin üzerine son yağı sürüyordu. Masanın etrafında biz vardık: ben, abim, babam ve sessizce annemin ritmine eşlik eden radyodan eski bir şarkı.
“Bir Dilim Börek Kaç Kalori?” — Dedi Erkek Tarafı
Abim, her zamanki gibi stratejik aklını konuşturdu:
— “Anne, güzel olmuş ama bir dilim börek kaç kalori acaba? Hesaplamam lazım, spor programım var.”
Babam hemen devreye girdi, gözlüklerini burnunun ucuna indirip bir tür komutan edasıyla konuştu:
— “Oğlum, strateji yanlış. Bir dilimle doymazsın. Ya hiç yeme ya da iki dilim ye, denge böyle kurulur!”
İşte erkeklerin dünyası buydu. Sorun varsa çözülmeliydi. Hesap, plan, sonuç. Kalori bir problemdi, börek bir riskti, çözüm ise netti. Oysa annem o sırada böreği değil, bizi izliyordu. Gözlerinde yılların sabrı, dudak kenarında belli belirsiz bir tebessüm…
“Kalori Değil, Hatıra Say” — Dedi Kadın Tarafı
Annem, spatulayı tepsiye bıraktı. “Bir dilim börek kaç kalori, bilmem,” dedi, “ama kaç anı saklar içinde, onu kimse hesaplamaz.”
Sessizlik oldu. Abim başını kaldırmadı ama hafifçe gülümsedi. Babam bir yudum çay aldı.
O an fark ettim… Erkeklerin dünyasında börek, kaloriydi. Kadınların dünyasında ise sevgiydi, emeğin adıydı.
O tepsi, sadece un ve yağdan değil; alın terinden, uykusuz gecelerden, “Yine doydular mı acaba?” diye soran bir kalpten yapılmıştı.
Masadaki Stratejiler ve Sessiz Devrimler
Abim o gün iki dilim yedi. Ama sonra akşama kadar spor salonuna gitmedi. “Bugün izin günü” dedi. Annem sadece baktı. O bakış, bir şeyleri değiştirdi.
Erkeklerin stratejisi çözüme odaklıydı ama kadınların empatisi sessiz bir dönüşüme neden oluyordu.
O masada “kaç kalori” sorusu, “kaç his” sorusuna dönüşmüştü.
Ve ben, o gün anladım:
Bir dilim börek bazen sadece mideni değil, geçmişini, aileni, çocukluğunu doyurur.
Ve o doyum, hiçbir diyet listesinin kıramayacağı bir bağ kurar insanla.
Forumdaşlar, Siz Hiç Bir Böreğe Ağladınız mı?
Belki garip gelecek ama o sabah bir ara gözlerim doldu.
Bir böreğe ağlanır mı? Evet, eğer o börek annenin ellerinden çıkmışsa, eğer o böreğin içinde çocukluğunun kokusu varsa, ağlanır.
Kalorisi değil, hikâyesi ağır gelir insana.
Belki siz de yaşamışsınızdır, forumdaşlar…
Bir lokmada anı gelir aklınıza.
Bir tat, bir ses, bir koku sizi alır başka zamana götürür.
“Bir dilim börek kaç kalori?” sorusu o an anlamsızlaşır.
Çünkü o dilimde annenin gençliği, babanın sabrı, kardeşinin kahkahası vardır.
Erkeklerin Zihni, Kadınların Kalbi
Yıllar sonra o sabahı düşündüğümde fark ettim ki:
Erkekler çözüm arar, kadınlar bağ kurar.
Erkekler sonucu tartar, kadınlar anlamı hisseder.
Abim, hâlâ kalori hesabı yapar ama artık annemle yemek yerken “Ne kadar güzel olmuş” demeyi unutmuyor.
Babam hâlâ planlıdır ama artık bir tepsi böreğin içinde sevgi stratejisi olduğunu biliyor.
Biz erkekler, bazen dünyanın yükünü çözümle taşımaya çalışıyoruz. Kadınlar ise o yükü sevgiyle hafifletiyor.
Asıl Soru: Kaç Kalori Değil, Kaç Anı?
Bir dilim yağlı börek yaklaşık 350 kaloriymiş.
Ama bu bilgi, hiçbir duyguyu doyurmuyor.
O 350 kalori, belki de bir annenin sabahın köründe kalkıp çocukları için yaptığı fedakârlığın sayısal ifadesi sadece.
Ama o börek, aynı zamanda bir evin sıcaklığının, bir masanın birlik duygusunun, bir annenin sevgisinin sessiz ifadesi.
Kaloriler geçer, hatıralar kalır.
Kilo verilir, ama o sabahların kokusu unutulmaz.
Forumdaşlara Soruyorum…
Siz hiç bir lokmada geçmişinizi hissettiniz mi?
Bir börek kokusuyla annenizi, bir çay buharıyla çocukluğunuzu hatırladığınız oldu mu?
Belki siz de o an, kalori hesabını bir kenara bırakıp “iyi ki” demişsinizdir.
Belki de asıl sağlıklı yaşam, bir lokmayı şükürle yemekte, bir sofrayı sevgiyle paylaşmaktadır.
Son Söz
Eğer bir gün yine o soruyu sorarsanız, “Bir dilim yağlı börek kaç kalori?”
Lütfen önce kendinize şunu da sorun:
O börek kaç gülümseme, kaç anı, kaç sevgi damlası barındırıyor içinde?
Belki cevap o zaman gerçekten doyurucu olur.
Forumdaşlar, siz de paylaşın…
Sizin “börekli” hikâyeniz nedir?
Belki birinizin anısı, bir diğerinin kalbini ısıtır.
Çünkü bazen bir dilim börek değil, bir kelime bile insanı doyurur.
Selam dostlar,
Uzun zamandır buraya böyle içten bir yazı bırakmamıştım. Belki de yazmam gerekiyordu… Çünkü bazen bir dilim börek bile insana hayatın kendisini hatırlatabiliyor. Bugün size kalori hesaplarından, kilo hedeflerinden ya da diyet listelerinden değil; bir sofranın etrafında toplanmış kalplerden, o kalplerin sessizce söylediklerinden bahsetmek istiyorum.
Geçen pazar sabahıydı. Hani o pazarlar vardır ya, uykudan uyanır uyanmaz evin mutfağından yayılan mis gibi kokular seni geçmişe taşır… İşte öyle bir sabahtı. Annem fırının başında, elinde fırça, tepsideki böreklerin üzerine son yağı sürüyordu. Masanın etrafında biz vardık: ben, abim, babam ve sessizce annemin ritmine eşlik eden radyodan eski bir şarkı.
“Bir Dilim Börek Kaç Kalori?” — Dedi Erkek Tarafı
Abim, her zamanki gibi stratejik aklını konuşturdu:
— “Anne, güzel olmuş ama bir dilim börek kaç kalori acaba? Hesaplamam lazım, spor programım var.”
Babam hemen devreye girdi, gözlüklerini burnunun ucuna indirip bir tür komutan edasıyla konuştu:
— “Oğlum, strateji yanlış. Bir dilimle doymazsın. Ya hiç yeme ya da iki dilim ye, denge böyle kurulur!”
İşte erkeklerin dünyası buydu. Sorun varsa çözülmeliydi. Hesap, plan, sonuç. Kalori bir problemdi, börek bir riskti, çözüm ise netti. Oysa annem o sırada böreği değil, bizi izliyordu. Gözlerinde yılların sabrı, dudak kenarında belli belirsiz bir tebessüm…
“Kalori Değil, Hatıra Say” — Dedi Kadın Tarafı
Annem, spatulayı tepsiye bıraktı. “Bir dilim börek kaç kalori, bilmem,” dedi, “ama kaç anı saklar içinde, onu kimse hesaplamaz.”
Sessizlik oldu. Abim başını kaldırmadı ama hafifçe gülümsedi. Babam bir yudum çay aldı.
O an fark ettim… Erkeklerin dünyasında börek, kaloriydi. Kadınların dünyasında ise sevgiydi, emeğin adıydı.
O tepsi, sadece un ve yağdan değil; alın terinden, uykusuz gecelerden, “Yine doydular mı acaba?” diye soran bir kalpten yapılmıştı.
Masadaki Stratejiler ve Sessiz Devrimler
Abim o gün iki dilim yedi. Ama sonra akşama kadar spor salonuna gitmedi. “Bugün izin günü” dedi. Annem sadece baktı. O bakış, bir şeyleri değiştirdi.
Erkeklerin stratejisi çözüme odaklıydı ama kadınların empatisi sessiz bir dönüşüme neden oluyordu.
O masada “kaç kalori” sorusu, “kaç his” sorusuna dönüşmüştü.
Ve ben, o gün anladım:
Bir dilim börek bazen sadece mideni değil, geçmişini, aileni, çocukluğunu doyurur.
Ve o doyum, hiçbir diyet listesinin kıramayacağı bir bağ kurar insanla.
Forumdaşlar, Siz Hiç Bir Böreğe Ağladınız mı?
Belki garip gelecek ama o sabah bir ara gözlerim doldu.
Bir böreğe ağlanır mı? Evet, eğer o börek annenin ellerinden çıkmışsa, eğer o böreğin içinde çocukluğunun kokusu varsa, ağlanır.
Kalorisi değil, hikâyesi ağır gelir insana.
Belki siz de yaşamışsınızdır, forumdaşlar…
Bir lokmada anı gelir aklınıza.
Bir tat, bir ses, bir koku sizi alır başka zamana götürür.
“Bir dilim börek kaç kalori?” sorusu o an anlamsızlaşır.
Çünkü o dilimde annenin gençliği, babanın sabrı, kardeşinin kahkahası vardır.
Erkeklerin Zihni, Kadınların Kalbi
Yıllar sonra o sabahı düşündüğümde fark ettim ki:
Erkekler çözüm arar, kadınlar bağ kurar.
Erkekler sonucu tartar, kadınlar anlamı hisseder.
Abim, hâlâ kalori hesabı yapar ama artık annemle yemek yerken “Ne kadar güzel olmuş” demeyi unutmuyor.
Babam hâlâ planlıdır ama artık bir tepsi böreğin içinde sevgi stratejisi olduğunu biliyor.
Biz erkekler, bazen dünyanın yükünü çözümle taşımaya çalışıyoruz. Kadınlar ise o yükü sevgiyle hafifletiyor.
Asıl Soru: Kaç Kalori Değil, Kaç Anı?
Bir dilim yağlı börek yaklaşık 350 kaloriymiş.
Ama bu bilgi, hiçbir duyguyu doyurmuyor.
O 350 kalori, belki de bir annenin sabahın köründe kalkıp çocukları için yaptığı fedakârlığın sayısal ifadesi sadece.
Ama o börek, aynı zamanda bir evin sıcaklığının, bir masanın birlik duygusunun, bir annenin sevgisinin sessiz ifadesi.
Kaloriler geçer, hatıralar kalır.
Kilo verilir, ama o sabahların kokusu unutulmaz.
Forumdaşlara Soruyorum…
Siz hiç bir lokmada geçmişinizi hissettiniz mi?
Bir börek kokusuyla annenizi, bir çay buharıyla çocukluğunuzu hatırladığınız oldu mu?
Belki siz de o an, kalori hesabını bir kenara bırakıp “iyi ki” demişsinizdir.
Belki de asıl sağlıklı yaşam, bir lokmayı şükürle yemekte, bir sofrayı sevgiyle paylaşmaktadır.
Son Söz
Eğer bir gün yine o soruyu sorarsanız, “Bir dilim yağlı börek kaç kalori?”
Lütfen önce kendinize şunu da sorun:
O börek kaç gülümseme, kaç anı, kaç sevgi damlası barındırıyor içinde?
Belki cevap o zaman gerçekten doyurucu olur.
Forumdaşlar, siz de paylaşın…
Sizin “börekli” hikâyeniz nedir?
Belki birinizin anısı, bir diğerinin kalbini ısıtır.
Çünkü bazen bir dilim börek değil, bir kelime bile insanı doyurur.