Lise 45 geçer mi ?

Irem

New member
Lise 45 Geçer Mi? Sistem Hakkında Eleştirel Bir Bakış

Selam forumdaşlar,

Bugün okul sistemimizdeki "45 geçer mi?" sorusunu masaya yatırmak istiyorum. Hepimizin eğitim hayatında bu konuya değinmişizdir. Pek çok kişi bu soruyu zamanında sormuş ve bazen geçmek için “zoraki” 45’ler alınmıştır. Ancak gelin, biraz daha derinlemesine inceleyelim. 45 geçer mi? Sistem gerçekten adil mi? Bu soru, sadece bir not meselesi değil; aslında eğitim sistemimizin en büyük eksikliklerinden birine ışık tutuyor: Gerçek anlamda başarıyı ölçebiliyor muyuz?

---

45 Geçer Mi? Sistem Nasıl Çalışıyor?

Hepimiz, lise eğitiminde geçme notunu almak için “45”in yeterli olduğunu biliriz. Bu, çoğu zaman öğrencilerin kendilerini “kurtarmak” için başvurduğu bir yol olur. Yani, bir öğrencinin aldığı 45, aslında genellikle başarısızlık ile başarı arasında ince bir çizgide yer alır. Fakat, bu sistem gerçekten öğrencilerin bilgi seviyelerini doğru şekilde ölçebiliyor mu?

Gelin, bu sistemi biraz daha eleştirel bir gözle inceleyelim. Bir öğrencinin 45 alması, genellikle onun dersten geçmesi için yeterlidir, ama gerçekten konuya hakim olduğunu mu gösterir? Peki ya öğrencinin kendisini geliştirmesi gereken alanlar? Bu tür bir sistem, başarıyı sadece bir “sayısal değer” olarak ele alıyor, ama bu, aslında eğitimin gerçek amacını göz ardı etmek değil mi?

Birçok öğretmen ve okul, öğrenciyi geçmek için sadece “minimum notu” sağlamaya odaklanıyor. Ancak bu, öğrencinin öğrenme sürecini, gelişimini ve yeteneklerini tam anlamıyla yansıtmıyor. Bu da sistemin eksikliklerinden biri. Bir öğrencinin sadece “geçme notu” alması, aslında o öğrencinin uzun vadeli başarısına katkı sağlamaz. Kısacası, 45 almak bir “kaçış yolu” haline gelmişken, bu sistemin sağladığı “yüzeysel başarı” daha büyük bir sorunun belirtisi olabilir.

Erkeklerin Perspektifi: Stratejik Bakış ve Problem Çözme Odaklı Yaklaşım

Erkekler genellikle daha stratejik bir bakış açısına sahip ve çoğu zaman, okulda başarıyı “çözülmesi gereken bir problem” olarak görürler. Yani, notlar üzerinden geçmek, onların strateji geliştirmelerini gerektiren bir konu olur. Bu durumda, 45’lik geçme sistemi, erkekler için bir anlamda “minimum başarı”yı ifade eder. Çünkü erkekler, genellikle ne kadar az çabayla daha fazla başarı sağlanabileceğine odaklanır. Dolayısıyla, bu tür bir sistemi daha az çabayla geçmek için bir fırsat olarak görebilirler.

Ancak bu bakış açısı, bir sorun yaratır: 45, gerçekten başarıyı yansıtıyor mu? Eğer bir erkek 45’le geçiyorsa, aslında bu onun daha derinlemesine öğrenme ve kendini geliştirme isteğini engelliyor olabilir. Buradaki eksik, sadece not alma değil, aynı zamanda öğrencinin daha fazlasını öğrenme hevesini kaybetmesidir. Bu durumda, erkeklerin bakış açısına göre, bu tür düşük geçiş notları, uzun vadeli başarıyı değil, kısa vadeli rahatlığı öne çıkarır.

Kadınların Perspektifi: Empatik ve İnsan Odaklı Yaklaşım

Kadınlar ise genellikle daha empatik ve insan odaklı bir bakış açısına sahiptir. Eğitim, onların gözünde sadece not almakla ilgili bir konu değildir; bir öğrencinin psikolojik ve duygusal gelişimi de önemlidir. Kadınlar, genellikle bir öğrencinin geçme notunun ne kadar adil olduğunu ve öğrencinin kendisini nasıl hissettiğini de dikkate alırlar. Bu açıdan bakıldığında, 45’le geçmek, genellikle bir öğrencinin gerçek potansiyelini yansıtmaz. Kaldı ki, birçok kadın, öğrencinin motivasyonunu ve kendi gelişimini önceleyen bir eğitim anlayışını savunur.

Kadınlar, 45 gibi düşük geçiş notlarını, öğrencilerin sadece “minimumda” kalmalarını sağlayan bir sistem olarak görürler. Öğrencinin potansiyelinin en yüksek seviyede kullanılabilmesi için, öğretim yöntemlerinin daha etkili ve kapsayıcı olması gerektiğini düşünürler. Oysa 45’lik bir geçme, öğrenciye sadece başarıya ulaşmak için minimum düzeyde bir çaba harcaması gerektiğini öğretir. Bu, uzun vadeli öğrenme ve gelişim için tehlikeli bir yaklaşım olabilir.

Kritik Bir Soru: Geçme Notu Gerçekten Başarıyı Yansıtıyor Mu?

Peki, gerçekten de 45 ile geçmek, öğrencinin başarı seviyesini doğru şekilde yansıtıyor mu? Öğrencinin yalnızca “geçme” hedefiyle ders çalışması, onun daha derinlemesine bilgi edinme isteğini zayıflatmaz mı? Bir öğrenci, sadece geçmek için ders çalıştığında, aslında dersten öğrenebileceği en önemli şeyleri kaçırıyor olabilir. Geçme notu bu yüzden sadece sayısal bir değer olmaktan öteye gitmeli. Öğrencinin gelişim süreçlerini doğru şekilde ölçen bir sistem olmalı.

Hadi biraz daha provokatif olalım: 45 ile geçmek, aslında öğrencinin başarısızlıkla barışması anlamına gelmiyor mu? Öğrenciler, “minimumu” sağladıkları için başarıyı ne kadar içselleştirebilirler? Gerçek başarı, sadece geçmekle değil, o derste ne kadar öğrendiğinizle ölçülmeli. Ancak, bu 45’lik geçiş notu, bazen bu anlayışı körükler.

Sonuç: 45, Sadece Bir Başarı Mı, Yoksa Sistemin Çürük Yeri Mi?

Sevgili forumdaşlar, sonuca gelirken şu soruyu soralım: 45 ile geçmek, gerçekten başarıyı yansıtıyor mu, yoksa bu, eğitim sisteminin “çürük” noktalarından biri mi? Eğitim, sadece geçmek için değil, aynı zamanda öğrenmek için var olmalı. 45’lik geçiş, öğrencinin gelişimine katkı sağlamalı mı, yoksa onun az çaba göstererek geçmesini mi teşvik ediyor?

Bence bu konuda ciddi bir tartışma yapmamız gerek. Gerçek başarı nedir ve nasıl ölçülür? Geçme notu, öğrencinin ne kadar öğrendiğini gerçekten yansıtıyor mu? Yorumlarınızı bekliyorum!